V.Murad
1840-1905
Osmanlı Sultanlarının otuzüçüncüsü
İslam halifelerinin doksansekizincisi.
Saltanatı: 30 Mayıs- 31 Ağustos 1876
Babası: Sultan Abdülmecid Han Annesi: Şevkefza Kadın Efendi
Sultan V. Murat, Küçük yaştan itibaren özel bir eğitim ve öğretimle yetiştirildi. İnce ruhlu olup, güzel sanatlara karşı büyük ilgisi vardı. Türkçe yazı ve inşanın yanında Arapça, Farsça ve Fransızca'yı çok iyi bilirdi. Babasının 25 Haziran 1861'de vefatından sonra Abdülaziz Han padişah olunca, veliaht oldu. Nezaketi, kibarlığı, çağına göre bilgisi ve yumuşak huyluluğu ile sevildi. Amcası Abdülaziz Han'ın 1863 Mısır ve 1867 Avrupa seyahatlerine katıldı. Bu gezilerde davranışları ile Osmanlı hanedanının asaletini temsil ederek taktir topladı. Yurda döndükten sonra ikamet ettiği Kurbağalıdere köşkünde dış dünya ile temaslarını devam ettirdi. 30 Mayıs 1876 tarihinde Sultan Abdülaziz Han'ın tahttan indirilmesiyle Osmanlı sultanı ilan edildi.
Ancak devlet işlerindeki bütün yetkiler Hüseyin Avni, Kayserili Ahmet, Mithat ve Reşit paşaların elindeydi. Abdülaziz Han'a aşırı derecede kin besleyen bu paşaların, amcasına karşı yaptıkları edepsizlikler Murat Han'ı çok üzdü. Saltanatının beşinci gününde, yine bu paşaların tertibiyle, Abdülaziz Han'ın feci şekilde şehit edildiğini ve annesi Pertevniyal Sultan'a hakaretler yapıldığını öğrenince iyice sarsıldı ve bu felaket yolunun sonunu düşünmekten aklî dengesi bozuldu. Bilhassa hadiseler karşısında çaresizliği devletin sultanı olduğu halde amcası ve annesine yardım elini uzatamaması Murat Han'ı perişan ediyordu. Zaman zaman derin bir sükuta dalar kimse ile konuşmazdı. Ayrıca doktorların yanlış teşhis ve tedavisi de hastalığının artmasına sebep oldu.
Diğer taraftan ihtilali gerçekleştiren paşalar, 15 Haziran 1876'da Mithat Paşa'nın evinde toplantı halinde iken, odaya girin erkan-ı harp kolağası Çerkez Hasan Bey, Hüseyin Avni Paşa ile Hariciye nazırı Reşit Paşa'yı öldürdü. Yaralı olarak yakalanan Hasan Bey ertesi gün Bayezid meydanında asılarak şehit edildi.
Padişahın devlet işleriyle meşgul olacak şuura malik olmaması iktidarı ele geçiren devlet adamlarının işine geliyordu. Sadrazam mütercim Rüşdi Paşa kimseye hesap vermeden devleti yönetiyordu. Kanun-i Esasî'nin ilanını isteyen Mithat Paşa ise anayasa taslağı ile uğraşıyordu. Bu sırada başlayan Sırp-Karadağ muharebesi ve mali zorluklar, başsız kalan devletin büsbütün perişan olmasına; anarşı ve isyanların artmasına sebep oldu. Ulema arasında ise şuuru yerinde olmayan bir padişahın ülkenin başında duramayacağı ile ilgili sözler dolaşmaya başladı. Şehzade Abdülhamid ise Sultan Murat'ın hastalığının tedavi edilemez olduğunu tıbben belirtilmesi durumunda hükümdarlığı kabul edebileceğini bildirdi.
Nihayet 31 Ağustos'ta toplanan kabine, Sultan V. Murat'ın tahttan indirilmesine karar verdi. Şeyhülislam, Padişah'ın şuurunun yerinde olmadığından hal için buna cevaz (izin) veren bir fetva hazırladı. Doktorlar Sultan'ın iyileşmesinin imkansız olduğuna dair rapor verdiler. Ertesi gün devlet ileri gelenleri Topkapı Sarayı Divan-ı hümayun salonunda toplanarak Sultan Murat'ı tahttan indirdiler (31 Ağustos 1876). Aynı gün Osmanlı tahtına geçen Sultan II. Abdülhamid Han'a herkes biat etti.
Sultan V. Murat Han, saltanattan halinden sonra ailesiyle beraber kendisine ayrılan Çırağan Sarayı'na yerleşti. Abdülhamid Han'ın bizzat ilgilenip, zamanın meşhur doktorlarını göndererek tedavi ettirmesi üzerine bir müddet tamamen iyileşti. Vefat edinceye kadar yirmi sekiz yıl idare ettiği Çırağan Sarayı'nda vaktini okumak ve torunlarını okutmakla geçiren Murat Han, Abdülhamid Han'ın nazikane hatır sormasını, daima teşekkürle cevaplandırırdı. 1905'te şiddetini artıran şeker hastalığı bildirilince, Abdülhamid Han doktor Ali Rıza Paşa ile Etfal hastanesi başhekimi İbrahim Paşa'yı tedavisi için görevlendirdi. Fakat bütün uğraşmalara rağmen kurtarılamadı ve 28 Ağustos 1905 Pazartesi gecesi vefat etti. Cenazesi hanedana mahsus merasimle kaldırılıp Hidayet Camii'nde namazı kılınarak Yeni Camii türbesinde annesi Şevkefza Kadın Efendi'nin yanına defnedildi.